Korona Virüs ve Diyaliz
1- Korona virüs nedir? Belirtileri nelerdir?
Korona virusler, soğuk algınlığından, MERS-CoV (Orta Doğu Solunum Sendromu) ve SARS-CoV (Şiddetli Akut Solunum Sendromu) gibi daha ciddi hastalıklara neden olan büyük bir virüs ailesidir. Korona virüsten ana etkilen sistem organ solunum yoludur.
Korona virüs (COVID-19),genç kişilerde belirtisiz enfeksiyon yapabilmektedir. En çok karşılaşılan belirtiler ateş, öksürük, halsizlik, kas ağrısı ve nefes darlığıdır. Baş ağrısı, tat koku alma bozukluğu, hafif ishal ve gözlerde kızarıklık sık karşılaşılan belirtilerdir. Akciğer enfeksiyonunun tipik bulgusu tomografide rastlanılan buzlu cam görüntüsüdür. Şiddetli olgularda zatürre, ağır solunum yetmezliği, kalp-böbrek yetmezliği ve ölüm gelişebilmektedir.
2- Korona virüs enfeksiyonun kliniği nasıldır?
Genç sağlıklı kişiler hiçbir belirti vermeden enfeksiyonu geçirebilmektedir. Toplumun %80’nin de grip benzeri boğaz ağrısı,burun akıntısı, hafif öksürük ile seyretmektedir. Sağlıklı toplumda yaklaşık %5 yoğun bakıma yatış gerektiren,%2.4 ölümle sonuçlanan ciddi akciğer enfeksiyonuna yol açmaktadır.
Korona enfeksiyonu sırasında ağır solunum yetmezliği gelişen hastalarda kan oksijen seviyesi düşmekte, hastaların solunum cihazına desteği ihtiyacı gelişebilmektedir. Bu izlem sırasında akciğerde ek bakteriyel enfeksiyonlar da gelişebilmektedir. Hastalık seyrinde kalp kası tutulumu, pıhtılaşma problemleri, nörolojik problemler ve bağırsak bulguları da görülebilmektedir.
Yaşlı kişilerde, kan basıncı yüksekliği, şeker hastalığı gibi ek hastalık varlığında, organ yetmezliği tanısı olan kişilerde korona enfeksiyonu daha şiddetli seyredebilmektedir. Kronik böbrek hastalığı tanısı olan hastalarda korona virüs enfeksiyonu daha ağır seyretmektedir. Bu nedenle koruyucu önlemleri maksimum dikkat ile uyulması gerekmektedir.
3- Korona nasıl bulaşır?
Korona virus öksürme, hapşırma ile ortama saçılan damlacık yoluyla yayılmaktadır. Damlacıklar sağlam kişilerin mukozalarına temas ederek bu kişilerin hastalanmasına neden olur. Hastalığın bu şekilde insandan insana bulaşması için yakın temas (1.5 den yakın) gereklidir.
Korona yapı olarak ağır bir virus olduğu için yüzeylere kolay yapışmakta ve kalmakta, elle temas ettiğimiz kapı kolu, elektrik düğmesi benzeri yüzeylerden elimize bulaşabilmektedir.
Normalde hastalığı alan bir kişi, hasta olduğunun farkına varmadan ve belirtiler ortaya çıkmadan virüsü yaymaya başlayabilir. Virüsün alınması ile hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasına kadar geçen süreye kuluçka dönemi denmektedir. Kuluçka süresinin 2-14 gün kabul edilmektedir.
Korona tanısı alan hastanın bulaştırma süresi teşhisten ortalama 14 gün kabul edilmektedir.
4- Sağlıklı kişiler için korona virüsün bulaşmaması için öneriler nelerdir?
Korona virüs belirti olmadan enfeksiyon yapabilmektedir. Bu nedenle korona enfeksiyonu geçiren kişi sağlıklı hissediyorken bile çevresine bulaştırabilir.
Korona virüsün yüzeylere yapışma özelliği nedeniyle mümkün olduğunca elleri yüz ve gözlere sürmemeye dikkat edilmelidir, dış ortamdan gelindiğinde ellerin yıkanması,sık anti bakteriyel jel ile temizlik yapılması önerilmektedir. Dış ortamda kullanılan cep telefonu,kalem, gözlük vs eşyaların alkol ile temizlenmesi önemlidir.
Sosyal izolasyon kuralına uyulması çok önemlidir.
5- Korona enfeksiyonuna tanı nasıl konur?
Korona virüs tanısı “RNA” dediğimiz yapısına moleküler yöntemlerle bakabildiğimiz test ile konulmaktadır. Koronavirüs testi, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Ulusal Viroloji Referans Laboratuvarında ve belirlenmiş Halk Sağlığı Laboratuvarlarında yapılmaktadır.
Test, ilgili hekim karar verdiği andan itibaren 7/24 çalışan referans merkezlerine gönderilir, en erken 36 saatte sonuçlandırılmaktadır.
Korona testi için özel donanımlı kıyafet ile burun içinden Korona testinin alınma zamanı (hastalık belirtilerinin ortaya çıktığı zaman),örneğin doğru yöntemle alınması, taşınma şartlarının uygun şekilde yapılması testin doğruluk payını arttıracaktır. Şüphe durumunda akciğerlerden bronş yıkaması ile test alınabilir. Yine 3-4 gün sonra tekrarlanabilir.
6- Korona enfeksiyonundan korunmada temel altın kurallar
Ellerin dış ortamdan gelince, kişilerle temas durumunda düzenli olarak 20 saniye boyunca sabun ve suyla yıkamak veya alkol bazlı sıvıyla ovalamak
Dış ortamda sosyal kuralına uymak (kişilerle arasında en az 1.5 metre olması)
Dış ortamda maske takmak
Öksürürken, hapşırırken burnunuzu ve ağzınızı tek kullanımlık mendille ya da dirseğiniz içi ile örtmek
Eve gelince dış ortamdaki kıyafetlerin çıkarılması vedış ortamda kullanılan cep telefonu gibi eşyaların alkol ile temizliği
Diyaliz hastalarına özel koruma önerileri
Sosyal izolasyon, maske kullanımı ve dezenfeksiyon kurallarına çok sıkı uymaları
Diyalize erişim için servis kullanıyor ise araç içinde maske kullanmaları
Diyalize giriş ve çıkışta el yıkamalı veya el antiseptiği kullanmaları
Öksürürken, hapşırırken burnunuzu ve ağzınızı tek kullanımlık mendille ya da dirseğiniz içi ile örtmek
Diyaliz sırasında hasta yanında refakatçi almamak
Diyaliz sırasında hasta yatakları arasında yaklaşık 2 metrelik aralık bulunmasına dikkat etmek
Eve dönüşte çok dikkatli bir şekilde tüm giysilerini çıkarıp ellerini çok iyi yıkamak. Mümkünse hemen duş almak
Dış ortamda kullandığı cep telefonu,çanta,bilgisayar ve benzeri eşyaların alkol ile silinerek temizlemek
Ev ziyareti gibi sosyal görüşmelerin yapılmaması , el sıkışma, sarılma gibi selamlaşma alışkanlıklarından vazgeçmek
Evde kapı kolu,elektrik düğmesi gibi sık temas edilen yüzeylerin düzenli temizliği gerekmektedir
Evde hastalık olasılığı olan kişilerin mutlaka maske takması ve hasta ile aynı ortamı paylaşmaması, imkan var ise tuvaletin ayırmak
Öksürük, ateş, nefes darlığı belirtileri varsa diyalize gelmeden diyaliz merkezini uyarmak çok önemli
Merkez girişinde ateşinizin ölçülmesini sağlamanız, elinizi yıkamanız ve tedavi boyunca maskenizi çıkarmamanız önemlidir. Öksürük, ateş, nefes darlığı belirtileri varsa diyalize gelmeden diyaliz merkezini uyarmak çok önemlidir. Merkezinin diyaliz girişinde sizi değerlendirecek, diyaliz yatağınızı belirleyecek ve şüphe durumunda tetkik ve sevk işlemlerini yapacaktır.
Neden kendimizi izole etmeliyiz?
Kronik böbrek yetmezliği sürecinde bağışıklık sistemi zayıflamaktadır. Böbrek yetmezliği tanısı olan hastalarda Korona enfeksiyonunun daha ağır geçtiği bilinmektedir. Şeker, kalp hastalığı gibi ek hastalığın olması, steroid gibi bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların kullanımı, kanser hikayesi durumunda korona enfeksiyonunun daha ağır seyretme ihtimali artmaktadır.
Sağlıklı kişilerin hastalığı belirti vermeden geçirme ihtimali nedeniyle kendinizi olası her türlü bulaşma riskinden maksimum dikkat ile korumamız gerekmedir.
Grip aşısı veya pnömokok aşısı Korona virus’ten korur mu?
Grip aşısının mevsim başında yapılması gerekmektedir. Pnömokok aşısı ise hayat boyu koruyucudur. Bu aşılar gripten ve zatürreden korur ancak Korona virüs’ten korumamaktadır. Koronavirüs aşısı geliştirildiğinde özellikle risk grubundaki insanların bu aşıyı yaptırmaları çok önemli olacaktır.
Korona Virüs enfeksiyonunu tedavisi var mı?
Korona virus enfeksiyonu almış kişilere antibiyotik (tercihen azitromisin), klorokin ve hastalığı şiddetli olanlarda remdesivir kullanılmaktadır. Yoğun bakımdaki hastalarda ise bağışıklık sistemi çok uyarıldığı için monoklonal antikor tedavileri uygulanmaktadır. Tedavi konusunda anti virüs ilaçlar ve çeşitli deneysel tedavi arayışları devam etmektedir.
Aşı çalışmaları devam etmektedir.
Güncel bilgi için Sağlık Bakanlığı’na ait resmi duyuru ve iletişim kanallarını takip ediniz.