Skip to main content

Bası Yarası Nedir? Tedavisi Nasıl Gerçekleşir?

Basınç yarası, dekübit ülseri, yatak yarası da denilen bası yarası, vücudun bası alan yerlerinde açılan yaralardır. Bu yerler daha çok otururken veya yatarken alt tarafta kalan kemik çıkıntıların üzerine denk gelmektedir. Kemik çıkıntılar ile yüzey arasında sıkışan dokuların dolaşımı bozulur, bir süre sonra beslenemeyen bu dokularda hasar ortaya çıkmaya başlar. Bası yaralarına yalnızca doğrudan baskı neden olmaz, sürtünme, yırtılma-makaslama kuvvetleri de dokuda hasara yol açarlar. Cilt altı dokular önce etkilenir. Bu nedenle henüz basit bir kızarıklık görüldüğünde alttaki dokularda zedelenme meydana gelmiştir.

Normal bir kişide otururken veya yatarken bası yarası gelişmez. Uzun süre bir tarafın üzerine oturulduğunda veya yatıldığında ağrı gelişir ve ister istemez pozisyon değiştirilir. Oysa yatağa bağımlı bir hastada ağrı duyusu bulunmadığı için veya hareket edemediği için bası yarası gelişir. Uzun süreli bir ameliyat sırasında bilinci kapalı olan hastanın pozisyonu değiştirilmezse bası alan bölgelerde yara ortaya çıkabilir. Yoğun bakımda bilinci kapalı olan bir hastada da bası yarası görülebilir.

Bası Yarası Nerelerde Görülür?

Hastanın pozisyonuna göre bası alan, özellikle kemik çıkıntılı kısımlarında bası yaraları açılabilir. Örneğin; Oturan bir hastada; kuyruk sokumu üzerinde, kalçada kaba etlerde, dirseklerde, topuklarda, kürek kemikleri üzerinde görülebilir. Sırtüstü yatan bir hastada; başın arka kısmında, kürek kemikleri üzerinde, kalçada, kuyruk sokumunda, dirseklerde, topukta ve ayak parmaklarda bası yarası görülebilir.

Yan yatan bir hastada; kulaklarda, omuzların yanlarında, leğen kemiklerinin yan çıkıntılarında, kalçada, dizlerde, ayak bileklerinin yanlarındaki kemik çıkıntılar üzerinde bası yarası açılabilir. Yüzüstü yatan bir hastada; yüzde, omuzlarda, leğen kemiğinde, dizde, ayak bileklerinin çıkıntılı kısımlarında bası yarası gelişebilir.

Bası Yarası Oluşumuna Neden Olan Veya Bunu Kolaylaştıran Etkenler Nelerdir?

Hastanın kendi genel sağlık durumu veya bası yarasının geliştiği bölgeye özel durumlar bası yarası açılmasına neden olur veya bunun oluşmasını kolaylaştırır. Bunlar;

– Yatağa veya tekerlekli sandalyeye bağlı hastalarda hareketsizlik – Yetersiz beslenme, az su alımı – Dışkı tutamama, idrar tutamama – His kaybı olması (felçli hastalar, şeker hastaları vb) – İleri yaş – Düşük tansiyon, ateş, kansızlık, sigara kullanımı vb durumlar – Aynı pozisyonda uzun süre yatmaya veya oturmaya bağlı bası. – Islak cilt – Yetersiz vücut temizliği – Yanlış pozisyonda yatma veya oturma – Destek malzemelerin yanlış veya uygun olmayan şekilde kullanılması.

Bası Yarasında Evrelendirme

Bası yarasını evrelendirme, hastalığın şiddetini belirlemekte ve tedavi seçiminde önem taşır. Birçok sistemi evrelendirme tarif edilmiştir ancak en sık kullanılanı dörtlü evreleme sistemidir.

Evre 1. Bu evrede deri bütünlüğü bozulmamıştır. Kemik çıkıntılara uyan sınırlı bölgelerde kızarıklık bulunur. Bu kızarıklıklara basıldığında renginin açılmadığı görülür. Bu bölgeler çevrelerinden ağrılı, sert/yumuşak, soğuk/sıcak vb oluşlarıyla da ayrılır. Cildi koyu renkteki hastalarda bu evre gözden kaçırılabilir. Oysa bu erken evrede, risk altındaki hastaların ciltleri henüz sağlamken durumu tanımak son derece önemlidir.

Evre 2. Bu evrede deri bütünlüğü bozulmuş, yara açılmıştır. Yara tabanı kırmızı, parlak, temiz görünümdedir. Yaradan sızıntı berrak sarımsıdır. Bu dönemde yaralar basit görünümde olduğundan ufak travmalarla, sıyrılmalarla, flastere bağlı hasarlar vb durumlarla karıştırılabilir. Bu evre de aslında erken dönem olarak kabul edilebileceğinden yanlış tanı konulmamalı, belirtiler atlanmamalı, göz ardı edilmemeli, hemen tedaviye başlanmalıdır.

Evre 3. Bu evrede deri ve deri altı dokusu kaybedilmiştir. Yara oldukça derindir. Tabanda sarı bir tabaka görülebilir. Yara kenarlarının altına doğru uzanabilir, yani cepler veya tüneller bulunabilir. Yine de kaslar, tendonlar ve kemikler etkilenmediğinden cerrahi tedavi daha kolay olabilir.

Evre 4. Bası yarasının en ileri şeklidir. Yara kaslar ve kemik dokuya kadar ilerlemiştir. Yara tabanı sarı kirli renkli dokularla veya siyah renkli dokularla kaplı olabilir. Yara kenarlarının altında cepleşme, tünelleşme bulunabileceği için yara dıştan görüldüğünden çok daha geniş olabilir. Cerrahi tedavi gerektirir.

Derinin bütünlüğünün bozulmadığı ancak altta kalan dokuların hasara uğradığı durumlara şüpheli derin doku hasarı denir. Bazen de yaranın üzeri siyah renkli kabuk ile kaplıdır. Derinlik görülemediğinden bu hallere de evrelendirilemeyen evre adı verilir.

Bası Yarasının Tedavisi Nasıl Gerçekleştirilir?

Tüm diğer yaralar gibi, hatta diğerlerinden biraz daha fazla olarak bası yaralarının önlenmesi, bası yaralarından korunma tedavisinden çok daha kolay, zahmetsiz, sancısız ve ucuzdur. Bir kez bası yarası açıldıktan sonra çoğu kere çok uzun sürecek tedavilere hazır olmak gerekir.

Evreleme sistemine göre düşük evre bası yaraları daha kısa sürede, daha basit tedavilerle iyileştirilebilir. Bu nedenle yara evresi düşük iken hemen harekete geçilmelidir. Eğer beklenirse yara derinleşecek, genişleyecek ve evresi artacaktır. 1. Ve 2. Evrelerde yara temizliği, uygun yara bakım malzemeleri, yakından takip ve elbette bölge üzerinden basının kaldırılması ile yara kapatılabilir. Yaranın bu dönemde mikroplarla infekte olmamasına dikkat edilmelidir. Varsa dışkı ve idrar bulaşması mutlaka önlenmelidir.

2. ve 3. Evre yaralar için cerrahi girişim gerekecektir. Yarada ölü ve kirli dokular tercihan cerrahi yöntemlerle bölgeden uzaklaştırılırlar. Cerrahi yöntemler kullanılmayacaksa, bu bölgeye yarayı temizleyecek yara bakım malzemeleri, jeller hatta kurtçuk uygulanabilir. Tedavide ikinci amaç, yarayı küçültmek ve boşluğu doldurmaktır. Bu amaçla bazı yara bakım cihazları kullanılabildiği gibi cerrahi olarak da bu boşluk doldurulabilir. Kemik dokuya kadar ulaşan yaralarda bazen ölü veya infekte kemik kısımlarının çıkarılması gerekir. Bu aşamada bir plastik cerrah tarafından daha büyük ve ileri ameliyatlar planlanabilir. Tedavi aşamasında birçok fizik tedavi yönteminden de faydalanılabilir. Tedavi planlanmasında, örneğin kemik çıkıntıların traşlanması gibi, yaranın aynı yerde tekrar açılmasını engelleyecek önlemler de alınır.

Bası Yaralarının Önlenmesi

Bası yaraları önlenebilir yaralardır. Bu nedenle bası yarasının açılmasını önlemek hastanın, hasta yakınlarının ve sağlık çalışanlarının öncelikli hedefi olmalıdır. Yara bir kez açıldıktan sonra kapanması güç olmaktadır. Bası yaralarını önemek için aşağıdaki basamaklarda yaklaşmak gerekir: Risk değerlendirmesi: Hastaların genel sağlık durumlarına, yaşlarına, beslenmelerine, hareketlilik hallerine, bakım şartlarına göre mutlaka bir risk değerlendirme gereklidir. Böylece hangi hastada, hangi şartlarda, hastanın neresinde bası yarası açılacağı önceden bilinir ve bakım planlaması buna göre yapılır.

Deri kontrolü: Hastanın bası yarası gelişmesi beklenen bölgesindeki deri sık aralıklarla kontrol edilmelidir. Gerekirse sonra karşılaştırmak için buraların fotoğrafı çekilmelidir. Erken tanı hastalığın ilerlemesini önler, kolay tedavi edilme imkânı sağlar.

Deri bakımı: Hastanın cildi düzenli aralarla temizlenmelidir, asla kirli bırakılmamalıdır. Cilt ıslak veya kuru olmamalıdır. Bu amaçla ılık bir bezle ve yumuşak sabunlarla temizlik önerilir. İdrar ve dışkı ile temas önlenmeli fazla terleyen bölgelere dikkat edilmeli, cildin doğal nem durumu korunmalıdır. Cildi temizlemek amacıyla aşırı baskı uygulanmamalı, kemik çıkıntıların olduğu bölümlere masaj yapılmamalıdır. Yatak çarşafları düzgün, kırışıksız, temiz ve kuru olmalıdır.

Kullanılan tıbbi cihazlara dikkat: Hastaların kullanmak zorunda olduğu tıbbi cihazların hortumları, uzantıları, bağları, sert kısımlarına dikkat etmek gerekir. Bunların bası kaynağı olmalarının önüne geçilmelidir.

Beslenme: Yetersiz beslenen ve yetersiz sıvı alan hastalarda bası yarası kolaylıkla açılır, açılan yaralar iyileşmez. Bu amaçla yeterli, dengeli beslenme sağlanmalı, yeterli sıvı alımına dikkat edilmelidir.

Pozisyon verme: Hasta pozisyonunun belli aralıklarla değiştirilmesi bası yarası gelişmesini önlemekte son derece önemlidir. Yatağa bağımlı hastalarda 2 saatte bir, tekerlekli sandalyeye bağımlı hastalarda ise saat başı pozisyon değiştirilmeli ve 15 dakikada bir küçük hareketler yaptırılması sağlanmalıdır. Hasta çevrilirken sürüklenmemelidir. Bu amaçla çarşaf veya yardımcı araçlardan yararlanılabilir. Yatak başı en fazla 30 derecede tutulmalıdır. Bir bölgeyi basınçtan kurtarmak için simit şeklinde destek yüzeyler yararlı değil, zararlıdır. Bacak aralarına, topuklara bu amaçla üretilmiş basınç azaltıcılar kullanılmalıdır.

Destek yüzeyler: Risk altındaki hastalarda basıncı azaltıcı, yüksek risklilerde basıncı gideren destek yüzeyler, yataklar vs. kullanılmalıdır. Uygulamaların kaydedilmesi: Hastada saptanan her türlü tıbbi veri, hastaya uygulanan her girişimin kaydedilmesi, yara gelişimini anlamakta, gelişecek bir yarayı tedavi etmekte ve yeniden açılmasını engellemekte son derece önem taşır. Eğitim: Doğru bir koruyucu yaklaşım için, hastanın ve hasta yakınlarının eğitilmesi gerekir.

Sonuç olarak; bası yarası önlenebilir bir yara türüdür. Gelişmesi halinde erken tanı, tedaviyi kolaylaştırır. Geç olgularda daha zor ve uzun tedavilerle yara kapatılabilir. Yara karmaşık tedavilerle kapatılsa bile altta yatan durum ortadan kalkmadıkça hasta yine de risk altındadır ve koruyucu girişim uygulanmadıkça yara yeniden açılacaktır.